25 Haziran 2025 - Çarşamba

SAYIN KILIÇDAROĞLU; BU ÜLKEYE BUNU YAPMAYIN!

30 Haziran'da Bu dava kaybedilirse ne olur? CHP kayyuma mı kalacak? Siz mi atanacaksınız? Halk buna razı olur mu? Bu demokrasiye değil, darbe düzenine yakışır. Bunu görmüyor musunuz? Bu halk bunu affetmez Sayın Kılıçdaroğlu.

Yazar - Müge Meşe
Okuma Süresi: 6 dk.
4554 okunma
 Müge Meşe

Müge Meşe

[email protected] -
Google News

Bu satırları bir gazeteci gibi değil, bir ömür sosyal demokrasiye, Atatürk’e ve halkın iradesine inanan bir yurttaş olarak yazıyorum. Çünkü ülkede her şey üst üste çökerken, bir de halkın umudu yok edilmeye çalışılıyor. Ve bu kez tehlike yalnızca iktidarın baskılarından değil. Bu kez yangın içeriden büyüyor.

Kalbim sıkışıyor...

Öfke değil bu, hüzün. Umutla büyüttüğüm bir hareketin, bir partinin, bir inancın göz göre göre çürütülmeye çalışılmasına karşı duyduğum derin bir acı hissediyorum …

Cumhuriyet Halk Partisi, yıllar sonra halkla bütünleşti. Özgür Özel’in liderliğinde, Ekrem İmamoğlu’nun halkçı çizgisiyle, örgütlerin ve tabanın nefesiyle Türkiye’nin ana muhalefet partisi olmaktan çıktı, gerçek bir iktidar alternatifi haline geldi. 47 yıl sonra ilk kez bu kadar güçlü bir şekilde iktidar umudu doğdu.

Ve bu umut, son yerel seçim sonuçlarında tüm Türkiye’nin sinesine yerleşti. İstanbul’dan Diyarbakır’a, Antalya’dan Yozgat'a kadar… Gençler inandı, kadınlar sahiplendi, Anadolu dinledi. Yerel seçimler bunu açıkça gösterdi.

Ama ne olduysa, iktidarın sert baskılarının tam ortasında bir başka darbe kendi içimizden geldi. Kurultay yapıldı. Yeni bir lider seçildi. Halkın ve delegelerin özgür iradesiyle. Ama eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu, bu sonucu bir türlü içine sindiremedi. Açıkça dava açmadı, evet. Ama susarak, "şaibe" iddialarına sessiz kalarak, bu sürecin mahkemeye taşınmasına zemin sundu.

Şimdi ne diyor?

“Mahkeme mutlak butlan kararı verirse, ben partiyi kayyuma bırakmam. Gerekirse kayyum ben olurum.”

İşte bu cümle, yıllarını CHP’ye vermiş bizler için kırılma anıdır. Çünkü bu, yalnızca Özgür Özel’e karşı değil, halkın iradesine karşı söylenmiş bir cümledir.

Halkın oylarıyla seçilmiş bir genel başkana mahkeme yoluyla pusu kurulamaz. CHP, bu ülkenin özgürlük umududur. Bu umudu yargı salonlarına taşımak, iktidarın bile hayal edemeyeceği bir kötülük olur.

Ve daha da kötüsü, sizin sessizliğinizle bu sürecin önü açıldı.
Eğer gerçekten bu davayla bir alakanız yoksa, neden çıkıp net bir açıklama yapmadınız?
Neden hâlâ demiyorsunuz:

“Bu kurultay meşrudur. Özgür Özel, CHP’nin genel başkanıdır. Mahkeme değil, parti üyeleri karar verir.”

Bunu demek, yalnızca bir nezaket değil, bir sorumluluktur.
Ama siz sustunuz. Çünkü dönüş hazırlığı içindesiniz. “Kayyum olabilirim” demeniz, bunun ilanıdır.

Ülke yangın yeri. Ekonomi çökmüş, hukuk ayakta kalmak için çırpınıyor, basın susturuluyor. Ekrem İmamoğlu hukuksuzca tutuklanmış, muhalif gazeteciler cezaevine atılmış. Toplum nefes alamaz hale gelmişken, CHP umut olmuş. Ve siz, bu umudu mahkemeye sürükleyen sürece ses çıkarmıyor, hatta gölge düşürüyorsunuz.

Ne uğruna?
Yıllardır kazanılamayan her seçimin yükünü sırtlayan bir halkın bu kez kazandığı umudu hiçe saymak neden?
Halkın %60’lara varan desteğini alan bir liderin önünü kesmeye çalışmak kime hizmet eder?

30 Haziran'da Bu dava kaybedilirse ne olur? CHP kayyuma mı kalacak? Siz mi atanacaksınız? Halk buna razı olur mu?
Bu demokrasiye değil, darbe düzenine yakışır.

Bunu görmüyor musunuz?

Bu halk bunu affetmez Sayın Kılıçdaroğlu.

Halk ilk defa CHP’ye güvenmeye başladı. Ve siz şimdi diyorsunuz ki:
“Ben gerekirse dönerim.”

Hayır. Buna izin vermeyeceğiz.
Ben bir sosyal demokrat, bir Atatürkçü ve 40 yıllık bir CHP’li olarak bu yazıyı size seslenmek için yazıyorum:
Ne siz, ne dava açanlar, ne de bu geriye dönüş hevesi taşıyan hiçbir yapı halkın umutlarını yok edemez.
Bu halk sizin geri dönmenizi değil, geri durmanızı istiyor.

Bu ülkenin geleceği için, CHP’nin itibarını ve halkın umudunu hedef alan her girişimin karşısındayız. Siz de olun!

Bu ülkenin vicdanı hâlâ yaşıyor. CHP artık sizin kişisel manevra alanınız değil, halkın iktidar umududur.
Bu halk, umudunun gölgelenmesini değil, büyümesini istiyor.
Sizin suskunluğunuz bile bu davanın önünü açıyorsa, o zaman bu vebal de üzerinizdedir.

Sayın Kılıçdaroğlu, Bir zamanlar yürüdüğümüz yolları inkâr etmiyoruz. sizi yıllarca savunduk. Her seçimde, her yenilgiden sonra "Bir dahaki sefere" diyerek arkanızda durduk. Ama artık yeni bir yol açıldı. Bu yol değişimin, halkın, sandığın ve gelecek kuşakların yoludur.
Bu yolu kapatmaya kalkarsanız, yalnızca kendinize değil, ülkeye zarar verirsiniz.
Bu halk size hakkını verdi. Şimdi siz de bu halka borcunuzu ödeyin:
O yolu tıkamayın.
Tarih, bu ülkede, umudu boğanları asla unutmaz!

Müge Meşe

 

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.